Barış Pınarı Harekâtının Ardından

Harekât ne zaman ve nasıl başladı?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir süredir Suriye sınırında SDG tarafından kontrol edilen bölgelere bir operasyon düzenlemek istediğini söylüyordu.

Erdoğan, "Amacımız Fırat'ın doğusunu da barış pınarlarıyla sulamaktır. Bu bölgede 2 milyon kişiyi iskan etmeyi planlıyoruz" dedi ve ekledi: "Ülkemizi terör örgütünden uzak tutmak için sürekli yüzümüze gülenlere diyoruz ki artık söz bitti. Hazırlıklarımızı yaptık, harekat planlarımızı tamamladık, gereken talimatları verdik. Kararı verilen ve süreci başlamış olan barış pınarlarının önünü açma ihtimali belki bugün belki yarın denecek kadar yakındır." [1].

TSK, 9 Ekim Çarşamba günü savaş uçakları ve havan toplarıyla Suriye'nin kuzeyini bombalamaya başladı. Harekâtın ismi, Erdoğan'ın kullandığı "barış pınarlarıyla sulamak" ifadesinin ardından sosyal medyada konuşulduğu üzere Barış Pınarı olarak belirlendi. 9 Ekim'in akşam saatlerinde önce Milli Ordu ardından da TSK askerleri sınırı geçerek ilerlemeye başladı.

Harekâtın Amacı

Barış Pınarı Harekatı başladığında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘’bu harekatın amacının güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzuru getirmek, güvenli bölge sayesinde Suriyeli sığınmacıları ülkelerine dönmelerini sağlamak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak’’ olarak açıklamıştı [2].

Harekâtın Kazanımları

ABD ve İsrail’in bölgedeki taşeronu PKK-PYD, Türk Ordusunun karşısında ciddi bir direniş gösterememiş, Suriye’nin kuzeyinde PKK-PYD koridoru oluşturma projesi sona ermiş, Ortadoğu’da PKK-YPG devleti inşa etme gayreti ise darbe yemiştir. Ancak, bu harekata rağmen, ABD himayesindeki PKK-YPG varlığı güvenli bölge güneyinde devam edecektir.

Rusya ile Yapılan Mutabakat
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında yapılan 6,5 saatlik zirve sonrasında yapılan 10 maddelik ortak açıklama şöyle:

1. Her iki taraf Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün muhafazasına ve Türkiye’nin milli güvenliğinin korunmasına olan bağlılıklarını teyit ederler.
2. Terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle mücadele etme ve Suriye topraklarındaki ayrılıkçı gündemleri boşa çıkarma yönündeki kararlılıklarını vurgularlar.
3. Bu çerçevede, Tel Abyad ve Rasul Ayn’ı içine alan 32 km derinliğindeki mevcut Barış Pınarı Harekatı alanındaki yerleşik statüko muhafaza edilecektir.
4. Her iki taraf Adana Anlaşması’nın önemini teyit eder. Rusya Federasyonu mevcut koşullarda Adana Anlaşması’nın uygulanmasını kolaylaştıracaktır.
5. 23 Ekim 2019, öğlen saat 12.00’den itibaren, Rus askeri polisi ve Suriye sınır muhafızları, Barış Pınarı Harekat alanının dışında kalan Türkiye-Suriye sınırının Suriye tarafına, YPG unsurları ve silahlarının Türkiye-Suriye sınırından itibaren 30 km’nin dışına çıkarılmasını temin etmek üzere girecektir. Bu işlem 150 saat içinde tamamlanacaktır. Aynı saat itibarıyla, mevcut Barış Pınarı Harekat alanı sınırlarının batısı ve doğusunda 10 km derinlikte Kamışlı şehri hariç Türk-Rus ortak devriyeleri başlayacaktır.
6. Münbiç ve Tel Rıfat’tan bütün YPG unsurları silahlarıyla birlikte çıkarılacaktır.
7. Her iki taraf terörist unsurların sızmalarının önlenmesinin temini için gerekli tedbirleri alacaktır.
8. Mültecilerin güvenli ve gönüllü şekilde geri dönüşlerini kolaylaştırmak maksadıyla ortak çalışma yapılacaktır.
9. Bu muhtıranın uygulanmasını gözetmek ve koordine etmek amacıyla müşterek bir denetim ve doğrulama mekanizması ihdas edilecektir.
10. Taraflar Astana Mekanizması çerçevesinde Suriye ihtilafına kalıcı bir siyasi çözüm bulunması amacıyla çalışmalarını sürdürecek ve Anayasa Komitesi’nin faaliyetlerini destekleyecektir."

ABD ile Yapılan Mutabakat
ABD ve Türkiye arasında imzalanan 13 maddelik mutabakat metni:

1. Türkiye ve ABD, iki yakın NATO üyesi olarak bu ilişkilerini teyid eder. ABD, Türkiye’nin güney sınırına dair meşru güvenlik kaygılarını anlar.
2. Türkiye ve ABD, kuzeydoğu Suriye başta olmak üzere sahadaki gelişmelerin, ortak çıkarlar temelinde daha yakın eşgüdüm gerektirdiğini kabul eder.
3. Türkiye ve ABD “hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” anlayışıyla, NATO topraklarını ve halklarını tüm tehditlere karşı koruma taahhütlerini muhafaza eder.
4. Her iki ülke, insan hayatı, insan hakları ile dini ve etnik toplulukların korunmasına yönelik taahhütlerini yineler.
5. Türkiye ve ABD, Suriye'nin kuzeydoğusunda DEAŞ’la mücadele faaliyetlerinin devamında kararlıdır. Bu, önceden DEAŞ kontrolünde olan alanlarda yaşayıp yerinden edilen şahıslar ile alıkoyma merkezleri hususlarında uygun şekilde gerçekleştirilecek eşgüdümü de içerir.
6. Türkiye ve ABD, terörle mücadele harekatlarının yalnızca terör unsurları ile bu unsurlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve gereci hedef alması gerektiği üzerine mutabık kalır.
7. Türk tarafı Türk kuvvetleri tarafından kontrol edilen güvenli bölgedeki tüm meskun mahal (güvenli bölge) sakinlerinin dirliği ve güvenliğini sağlayacağını taahhüt eder, sivillerin ve sivil altyapının zarar görmemesi için azami dikkati göstereceğini vurgular.
8. Her iki ülke Suriye’nin siyasi birliği ile toprak bütünlüğüne ve Suriye ihtilafını Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararına uygun şekilde sonlandırmayı hedefleyen, BM öncülüğündeki siyasi sürece olan bağlılıklarını yineler.
9. Her iki taraf Türkiye’nin, YPG ağır silahlarının toplanması ve YPG tahkimatları ile tüm muharip mevzilerinin kullanılmaz hale getirilmesi dahil, milli güvenlik kaygılarının giderilmesini teminen bir güvenli bölge kurulmasının devam eden önemi ve işlevselliğinde mutabık kalır.
10. Güvenli bölge, evvel emirde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kontrolünde olacak ve her iki taraf, güvenli bölgenin her veçhesiyle uygulanmasında eşgüdümü artıracaktır.
11. Türk tarafı Barış Pınarı Harekatı’na, güvenli bölgeden YPG’nin 120 saat içinde geri çekilmelerini teminen ara verecektir.Barış Pınarı Harekatı, bu geri çekilmenin tamamlanmasını müteakip durdurulacaktır.
12. Barış Pınarı Harekatı’na ara verildiğinde ABD, Blocking Property and Suspending Entry of Certain Persons Contributing to the Situation in Syria başlıklı 14 Ekim 2019 tarihli Başkanlık Kararnamesi uyarınca hayata geçirilen yaptırımlara ilavelerini getirmeme ve Kongre nezdinde uygun şekilde çalışmalar ve istişareler yürüterek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı doğrultusunda Suriye’de barış ve güvenliğin teminine dönük kaydedilen ilerlemenin altını çizmek hususunda mutabık kalır. Barış Pınarı Harekatı 11. paragraf uyarınca durdurulduğunda, yukarıda bahsi geçen Başkanlık Kararnamesi uyarınca hayata geçirilen mevcut yaptırımlar kaldırılacaktır.
13. Her iki taraf bu açıklamada kaydedilen tüm hedeflerin uygulanması için birlikte çalışma taahhüdünde bulunmaktadır.

Harekâtın Ardından...

Barış Pınarı Harekatı ve ABD ile Türkiye arasındaki uzlaşma hiçbir şeyin sonu değildir. Bu harekat ve bu uzlaşma, Suriye’de yeni bir sürecin başlangıcıdır. Suriye’deki kaos yıllarca sürecek ve Türkiye’yi de etkilemeye devam edecektir. Türkiye, öncelikle bu kaosu tanımlamak, anlamak ve bu kaosun hangi tehditleri ve fırsatları ortaya çıkarabileceğini hesaplamak zorundadır.

Not: Harekat ne kadar durmuş gözükse de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 13 Kasım ADB ziyareti ile harekatın akıbeti tam olarak belli olacaktır. Sahadan gelen bilgilere göre YPG Türkiye ile ABD ve Türkiye ve Rusya arasında yapılan mutabakatlara uymamış görünüyor. Umarız sahada kazanıp masada kaybedenlerden olmayız.

Kaynakça
[1] https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-50017159
[2] https://odatv.com/baris-pinari-harekati-ile-kim-ne-kazandi-19101956.html

Yorumlar