Post-Truth Çağında Korona Virüs Salgını Hakkında Üretilen Komplo Teorileri

21 Nisan 2020 tarihi itibarı ile covid-19 virüsünden enfekte insan sayısı 2.5 milyona, vefat sayısı ise 170.000'e dayandı. Görünen o ki, bu sayı önümüzdeki 1 ay boyunca artacak ve büyük ihtimalle Haziran sonunda bir çok ülkede vaka ve ölüm artış hızı azalıp hastalık, en azından yaz boyunca, önemsiz hale gelecek. Ancak salgın sırasında iş yerleri ve okulların kapanmasının bedeli ekonomik ve sosyal olarak önümüzdeki yıllarda hepimiz tarafından ödenecek. Şimdiden, bir çok ülkede işsizlik rakamlarının 2008 krizinden daha fazla olduğu raporlandı. Milyonlarca insan işini kaybetti, kaybetmeyenler de gelir kaybına uğradılar. Milyonlarca öğrencinin eğitim hayatı aksadı, bazıları okullarını uzatmak zorunda kaldı. Bunlar gerçekler ancak bu salgın ve hastalıkla birlikte sosyal ve görsel medyada oldukça yoğun bir şekilde bu gerçeğin arkasındakileri açıklamaya çalışan veya açıkladığını iddia eden onlarca farklı komplo teorisi üretildi. Bu teorilerden birisi de Savunma Güncesi'nde yayınlandı [1].
Bu kadar çeşitli komplo teorisi ve açıklama neden üretiliyor, merak ettiniz mi? Bu yazıda post-truth ve komplo teorisi kavramlarını açıklayarak halihazırda yaşadığımız durumu ve sonuçlarını analiz edip anlamaya çalışacağız.

Post-Truth Nedir?
Post-truth yani gerçek-ötesi, “gerçek için paylaşılan nesnel standartların ortadan kalkması” ve “bilgi, görüş, inanç ve gerçekler arasındaki kayma” için kullanılan felsefi ve politik bir kavramdır. Gerçek ötesi söylemi genellikle bilimsel yöntem ve araştırmalarla elde edilen sonuçlarla çelişir. Bu terim, 2016 ABD başkanlık seçimleri ve Brexit referandumu döneminde "gerçek ötesi politika" şeklinde yaygın bir popülerlik kazandı. Oxford Sözlüğü tarafından 2016 yılında yılın sözcüğü olarak belirlendi ve sözlükte "nesnel gerçeklerin kamuoyunu şekillendirmede duygu ve kişisel inanca hitap etmekten daha az etkili olduğu koşullarla ilgili kavram" olarak tanımlanmıştır [2].

Post-truth terimi nispeten yeni olmakla birlikte kavram; dürüstlük, yalanlar, aldatma ve kasıtlı yanlışlık da dahil olmak üzere siyasette görecelilik, postmodernite ile ilgili daha önceki ahlaki, epistemik ve politik tartışmalara kadar uzanabilir.
Komplo Teorilerine Neden İhtiyaç Duyarız?
Kendini güçsüz veya savunmasız hisseden insanların komployu onaylama ve yayma ihtimali daha yüksektir. İnsanlar, algıladıkları tehdit düzeyi ne kadar yüksekse o kadar güçlü komplo teorilerine inanmaya eğilimlidir. Komplo teorileri, insanların tehdit edici olaylarla başa çıkmak için komploculara suçu yıkmasını da mümkün kılar. İnsanlar bazı büyük olayların basit bir nedenden olmasını kabullenemez (ör. Prenses Diana'nın ölümünün trafik kazasından olması). Komplo teorisi “büyük” olayın büyük bir sebebi olması ihtiyacını karşılar: MI5'in Prenses Diana Diana suikastında rölü olması. Komplo teorileri, kabullenilemeyecek bir olaydaki belirsizlikle başa çıkma işlevini de görür. Komplo teorileri ana akım siyasi yorumlara karşı tartışma üretmek ve çıkarmak için de kullanılır [3]. 

Sosyal medya, herhangi bir bireyin potansiyel olarak ana akım medya kadar çok insana ulaşabileceği bir dünya yarattı. Geleneksel editörlerin ve kontrolcülerin olmayışı, yanlış bilgilerin çevrim içi olarak genellikle sahte hesaplar veya "botlar" tarafından gerçek bilgilerden daha hızlı yayılmasının bir nedenidir [3]. Benzer şekilde, komplo teorileri tüketicilerinin Facebook'ta komplo gönderilerini “beğenmeye” ve paylaşmaya daha yatkın oldukları görülmüştür. Zika virüsü hakkında tweet'ler hakkında yapılan bir analiz sonucuna göre komplo teorileri propagandacılarının sayısının gerçek bilgileri yayanlara göre iki kattan daha fazla olduğu tespit edildi [3].

Komplo teorileri her zaman gerçek anlamda yanlış inançların sonucu değildir. Stratejik, politik nedenlerle kasten inşa edilebilir veya güçlendirilebilir. Örneğin, Rus hükumetinin son zamanlarda Batı'da çeşitli siyasi komplo teorilerinin yayılmasına katkıda bulunduğuna dair kanıtlar var.

Covid-19 ile ilgili Komplo Teorileri
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus'e göre komplo teorileri COVID-19 salgını ile mücadele çabalarını engelliyor. 8 Şubat'ta gazetecilere verdiği demeçte, "Dünya Sağlık Örgütü'nde sadece virüsle mücadele etmiyoruz, aynı zamanda yanlış bilgileri yayan ve salgına tepkiyi zayıflatan troller ve komplo teorisyenleriyle de mücadele ediyoruz." dedi [6]. 

ABD'deki East Carolina Üniversitesi'nde doçent olan Andrea Kitta, COVID-19 salgınını çevreleyen komplo teorilerinin "anlatı kalıplarının" geçmiş salgınlarla aynı olduğunu söyledi. "HIV veya H1N1 gibi önceki salgınlarda, biyo-mühendislik tabanlı bazı hayvanların varlıklarını azaltmak ve başka hayvanların tüketimine ağırlık vermek için salgınların üretildiği ile ilgili komplo teorileri vardı" dedi.

Corona virüs ailesinin yeni bir üyesi olan covid-19 virüsünün ortaya çıkışı, amacı ve etkileri konusunda, son 3 ayda, oldukça fazla sayıda komplo teorisi üretildi. Bu konuda belli başlı komplo teorileri ise şunlar:
  1. Covid-19, Çin ya da ABD tarafından laboratuvarda üretilmiş bir virüstür. Biyolojik silah olarak düşmana karşı kullanmak üzere tasarlanmıştır. Kimine göre belirli bir amaçla kimine göre ise de yanlışlıkla Çin Wuhan'daki laboratuvardan dünyaya yayılmıştır.
  2. Diğer bir komplo teorisi, hastalığın büyük ilaç ve aşı firmaları tarafından planlanmış olması ve Bill Gates'in işin merkezinde olmasıdır. Gates, 2018'de Massachusetts Medical Society ve New England Journal of Medicine etkinliğinde bir sunum yaptı ve 1918 grip salgınına benzer küresel bir salgınla karşılaşılırsa küresel sağlık kuruluşlarının bununla nasıl başa çıkacağını sorguladı [4].
  3. Görünüşe göre, korona virüs 39 yıl önce Dean Koontz tarafından yazılan ve çok satan The Darkness Eyes adlı romanda: “2020 yılında, akciğerlere ve bronşlara saldırarak ve bilinen tüm tedavilere direnerek şiddetli zatürre benzeri bir hastalık dünyaya yayılacak.” cümleleri ile daha önce bildirildi. Ürkütücü bir tesadüf ama dahası da var! Koontz, kitabında Çinli bir bilim insanının ABD'yi “Wuhan-400 adlı tehlikeli biyolojik silahla enfekte ettiğini ve virüsün Wuhan şehri dışındaki RDNA laboratuarlarında geliştirildiğini anlattı [4].
  4. Halihazırda, Wuhan şehrinde 5G yayını var ve virüs Wuhan'da başladı. "Ölümlerin sebebi ya virüs değil de virüsün etkilerini taklit eden 5G'nin neden olduğu bir hücre bozulması ise?” ifadesi Connectiv Events adlı web sitenin 27 Ocak'taki makaledeki iddiası. Almanya'da 5G altyapısı kurulumu devam ediyor ve komplo teorisyenleri virüsün 5G dalgalarının sağlık üzerindeki “zararlı” etkilerini gizlemek için mükemmel bir araç olduğunu ileri sürüyor. Almanya'daki 5G testleri aslında diğer birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi 2019'da başladı [4].
  5. Tanınmış bir Çinli diplomat olan Lijian Zhao, yeni korona virüsün Çin'in Wuhan şehrinde değil, ABD'de ortaya çıktığını iddia eden bir komplo teorisini tweetledi: “Bu makale hepimiz için çok önemli. Lütfen okuyun ve retweetleyin. COVID-19: Virüsün ABD'de Doğduğuna dair Daha Fazla Kanıt" [5]. Oysa bu iddia Çin devleti tarafından finanse edilen Global Times tarafından ortaya atılmıştı ve bilimsel bir dayanağı yoktu.
İnfodemik ve Sonuçları
DSÖ'nün "infodemik" olarak nitelendirdiği yanlış bilgiden korunmak için sosyal medya şirketleri COVID-19 salgını hakkında yanlış bilgilendirme ile mücadele etmek için bazı adımlar attı. Facebook, Twitter ve YouTube, koronavirüs hakkında bilgi arayan kullanıcıları DSÖ gibi güvenilir kaynaklara yönlendirmek için önlemler açıkladı. Ancak, ABD'deki Massachusetts Amherst Üniversitesi'nde küresel dijital medya doçenti olan Jonathan Corpus Ong'a göre teknoloji şirketleri daha fazlasını yapmalı. "Bu sağlık salgınıyla SARS veya domuz gribi gibi önceki salgınlardan daha farklı bir zamanda ilgileniyoruz. Son yıllarda, sağlıkla ilgili bir sürü dezenformasyon ve sahte haber çevrim içi olarak yayıldı ve gerçek haberin yerini aldı.

Ancak, tüm önlemlere karşın hastalığın kökeni, semptomları ve tedavisi ile ilgili sahte haberler ve komplo teorileri bitmeyecek. Bunun sebebi "Komplo Teorilerine Neden İhtiyaç Duyarız?" bölümünde açıkladığımız üzere insanların korkuya karşı mekanizma geliştirme ihtiyacından, karmaşık olayların basit açıklaması olamayacağına inanmalarından ya da bilinçli olarak komplo teorisi üretenlerden kaynaklanmaktadır.

Post-truth yani gerçek-ötesi çağda, “gerçek için paylaşılan nesnel standartların ortadan kalkması”ndan dolayı insanları tek bir hakikate inandırmak artık mümkün değildir. Eskiden de mümkün değildi ancak çoğunluk yine de bilim adamlarına, din adamlarına ve devlet adamlarına güvenirdi. Artık, kitleler internette tanımadığı birinin kaynak göstermeden yayınladığı bilgiye kendi doktorunun söylediğinden daha fazla güveniyor. Gerçek ve sahih bilginin yanında yanlış bilginin de hızlıca yayılabildiği bilgi çağında insanoğlu gerçeklikle bağını büyük oranda yitirmiştir. Gerçek ile sahtenin arasındaki farkın flulaştığı bu dönemde süpheci olmakta her zaman fayda var.  

Anahtar Kelimeler: Dünya sağlık örgütü kimin emrinde, küreselciler ve ulusalcılar, küreselcilerin Çin oyunu, korona virüs yalanları, korona virüs ve yeni dünya düzeni, virüs salgınları, tarihte en ölümcül 10 virüs salgını, salgın yalanı, covid-19 yalanları, covid-19 yalan mı, covid19 yalan mı, covid19 global bir oyun mu, covid19 küresel bir komplo teorisi mi, covid19 çinin dünya hakimiyeti için araç mı, çin ve abd savaşı, tarihin gördüğü en büyük virüs salgını, küreselleşme ve covid19, covid-19 biyolojik silah mı, korona virüs salgını dünya sağlık örgütünün yalanı mı, bilgi savaşları, siber savaşlar ve covid19, komplo teorileri ve covid19, 

Kaynakça
[1] https://savunmasanayiguncesi.blogspot.com/2020/03/corona-virus-ulus-devletin-sonunu.html
[2] https://www.oxfordlearnersdictionaries.com/definition/english/post-truth

Yorumlar